Kalp krizi, kalp damarlarının çeşitli nedenlere bağlı olarak tıkanması sonucu meydana gelir. Kalbi besleyen damarlar, kanın pıhtılaşması ile tıkanabilir. Bu durumlarda kan akışının aniden azalması veya tamamen kesilmesi kalp krizine yol açar. Kalp kasları kriz sırasında yeterli oksijen alamadığından işlevlerini yerine getiremez hale gelir. Eğer erken müdahale ile kalp atışı düzeltilmezse bu durum ölümle sonuçlanabilir. Kalp krizinin belirtilerini iyi bilmek ve rahatsızlık anında acil müdahale yapacak kişilere haber vermek hayati önem taşır. Kalp krizi geçiren biriyle karşılaşma olasılığını da göz önünde bulundurarak kalp masajı bilmek, yakınlarımızın ve toplumun sağlığı için faydalı olacaktır.

Kalp krizinin en belirgin belirtisi göğüste oluşan ağrıdır. Göğsün ortasında baskı yapan ağrı, sırtta, omuzda, boyunda, çenede ve karında da hissedilebilir. Diğer başlıca belirtiler şunlardır:

Nörolojik sorunları olanlar ve diyabet hastaları göğüste başlayan ağrıyı hissetmeyebilirler. Sol kol ve ön kol ağrısı ve uyuşmaları, aksi bir tanı konulmadığı sürece, kalp krizine yol açabilecek kalp damar hastalığının belirtisi olabilir. Bazı kişilerde yokuş veya merdiven çıkarken göğüste oluşan yanma da kalp krizini tetikleyen sebepler arasında yer alır. Kadınlarda, diyabet hastalarında ve yaşlılarda ağrı olmadan da kalp krizi meydana gelebilir. Özellikle yaşlılarda ilk belirti bayılma olabilir.

Kalp krizi riski olan belirtiler görüldüğünde kişinin hemen yardım alması gerekmektedir. Ayakta ise oturmalı ve derhal 112 aranmalıdır. Eğer hastanın aspirin alma şansı varsa, aspirin alıp çiğnemesi önerilir. Aspirin, kanı sulandırdığı için kalp krizi ölümlerini %23 oranında azalttığı görülmüştür. Kalp krizi esnasında öksürmek de kalp atışlarını düzene sokmaya yardımcı olabilir.

Kalp krizi riskini azaltmak için sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek önemlidir. Düzenli egzersiz yapmak, dengeli ve sağlıklı beslenmek, sigara ve alkol kullanımını sınırlamak, stresten uzak durmak ve düzenli sağlık kontrolleri yaptırmak kalp sağlığını korumaya yardımcı olacaktır. Ayrıca, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol ve diyabet gibi risk faktörlerini kontrol altında tutmak da önemlidir.