Kalp tansiyonu, kalbin vücuda kanı dağıtmak amacıyla kullandığı gücü ifade eder. Sol kalbin kanı vücuda pompalar iken kullandığı güce "birinci" ya da "büyük tansiyon" denir. Kalbin kan akımı bittikten sonra damarlarda meydana gelen durgun basınca ise "ikinci" ya da "küçük tansiyon" denir. Kan basıncının normalden yüksek olmasına hipertansiyon denir. Bu konuda bazen kavram kargaşası yaşanabiliyor. Birçok kişi hipertansiyonları olduğunu ifade ederken, aslında sürekli ve kontrol altında tutulması gereken bir hastalık yerine, zaman zaman psikolojik baskı ve üzüntüye bağlı kan basınçlarının yükseldiği, bunun bir hastalık değil geçici bir durum olduğunu düşünebilmektedir. Normal kan basıncı 120/80 mm Hg'nin altında kabul edilmektedir. 140/90 mm Hg'nin üstü hipertansiyon olarak tanımlanırken, aradaki değerler yüksek normal olarak tanımlanır ve izlenmesi, bazı durumlarda da tedavi edilmesi gereken değerlerdir. Saklı tansiyon da bu sınıfta değerlendirilebilir. Tansiyonun yaşla birlikte görülme sıklığı artar. Hipertansiyon önemli bir halk sağlığı sorunudur.

Çeşitli çalışmalarda, ülkemizde 30 yaşın üstündeki kişilerin %12-16'sında büyük tansiyonun 140 mm Hg'nin, küçük tansiyonun ise 90 mm Hg'nin üstünde olduğu, ayrıca ileri yaş grubundaki oranın arttığı, 50 yaşın üstündeki bireylerde her 4-5 kişiden birinde tansiyonun bu limitlerin üstünde olduğu belirtilmektedir.

Ense kökenli dolgunluk şeklinde baş ağrısı, kulaklarda basınç hissi, uğultu, bulantı ve burun kanaması gibi şikayetlerle başvuran hastalarda yapılan tansiyon ölçümlerinde yüksek değerler saptandığında, kişi doktora başvurur. Ancak bu tip hastalar nadirdir, çünkü yüksek tansiyon çoğu zaman belirti vermez. Bu nedenle özellikle ailesinde hipertansiyon öyküsü olan, 40 yaşın üstündeki, obez (özellikle karın bölgesinde belirgin yağlanma olan), şeker hastaları, kronik bronşit hastaları ve uyku apnesi olanların sık sık tansiyon kontrolü yapmaları önerilir. Hipertansiyonun kronik bir hastalık olması, çoğu zaman hastayı endişelendirir ve bu tanıdan kaçmaya çalışır. Zaman zaman gördüğü normal değerler ona rahatlık verir ve tanının yanlış olduğunu düşünmeye eğilimlidir. Hasta başlangıçtan itibaren bu konuda bilinçlendirilmelidir. Hipertansiyona ilişkin tıbbi kanıtlar araştırılmalı ve anlatılmalıdır. İlk belirti, efor testinde tansiyon cevabının yüksekliğidir. Hem bir hipertansiyonun varlığını araştırmak hem de başka risk faktörleri varsa koroner kalp hastalığının araştırılması için yapılır.

Özellikle tansiyonu yüksek normal grupta olan herkese holter takmayı öneriyoruz. Holter cihazları ile ilaç seçimi çok daha başarılı oluyor. Tansiyon ilaçlarının en büyük yan etkisi, ayakta tansiyon düşmesi olduğundan, yeni holter cihazlarıyla bu yan etkileri belirleyebiliyor ve gerekli düzenlemeleri yaparak tansiyon ilacı kullanan hastaların günlük performanslarını daha sıkı kontrol edebiliyorsunuz.

Hipertansiyona neden olabilecek hastalıklar şunlardır:

Kolesterol, hipertansiyon ve şeker hastalığı birbirleriyle ilişkili hastalıklardır. Tümü damar sağlığına zarar verir, iş birliği yapar ve hasar oluşturur.