Kalp kası, mimari açıdan çizgili kasa benzese de, çalışması çizgili kaslar gibi isteğimizle değil, istem dışı olarak gerçekleşir. Kasın çalışması sinir sistemi tarafından denetlenir. Sinirlerdeki bozulma, kasta felce yol açabilir. Kas dokusu, vücudun hareketini sağlamak amacıyla diğer dokulara kıyasla daha fazla miktarda oksijene ve enerjiye gereksinim duyar. Kalp kasında çekirdekler ortadadır. Kas lifleri, iskelet kasındaki gibi düz lifler şeklindedir; ancak bazen çatallanma yapar. Örneğin, kalp kası hücresi sadece kalpte bulunur ve kalbin kasılmasını sağlar.

Kaslar olmasaydı, insan ne yürüyebilir, ne nefes alabilir, ne yiyecek yiyebilir, ne de konuşabilirdi. Vücudun iç ve dış tüm hareketlerini mümkün kılan yaklaşık 600 kas, beden ağırlığının tahmini %40'ını oluşturur. Vücudumuzdaki kaslar arasında en küçüğü (3 milimetre) orta kulağımızda, en güçlüsü tabanlarımızda yer alır. En uzun kasımız kalçamızdan dizimize kadar uzanır. En yayvan kas sırtımızdadır. Yaklaşık olarak bir kişinin vücudunda bulunan tüm kaslar bir araya gelseydi, tahmini 2.000 tonluk bir güç oluşturabilirlerdi. Kasların hareketleri her zaman tek yönlüdür. Kas kasılınca kol bükülür, ancak aynı kas gevşeyince kol eski konumuna gelmez. Bükülen kolun açılabilmesi için başka bir kasın kasılarak kolu itmesi gereklidir. Kasların çalışması enerji ile ilgilidir. Bu enerji, yediğimiz hidrokarbonlardan meydana gelen glikozdan alınır. Enerjinin ortaya çıkması için glikozun, kanın taşıdığı oksijenle birleşmesi gereklidir. Oksijen yetersizliği kaslarda yorulmalara yol açar.

Vücudumuzda, sindirim sistemimizdeki gibi otomatik, istek dışı çalışan kaslara 'düz kas', arzuya göre çalışanlara ise 'çizgili kas' denir. Vücudumuzda tamamen kastan meydana gelen hayati bir organımız vardır: kalbimiz. Hayat boyu dinlenmeden, yorulmadan çalışan kalbimiz, diğer kaslardan farklıdır. O hiç dinlenmez, yedeği yoktur. O kadar sessiz çalışır ki çalıştığı, merdivenlerden hızlıca çıkınca, diğer kasların yorulmaya başlamasından sonra, hızlı ve sesli çalışmasından anlaşılır. Kalp kası, arzuya göre çalışan çizgili kaslara benzese de istek dışı çalışan özel bir kastır.

Kalp kası, birbirleriyle ağ biçiminde birleşen çizgili tellerden oluşur. Hücreler birbirleriyle mükemmel bir uyum içindedirler ve senkronize biçimde tek bir hücre gibi çalışırlar. Kalp kasının kasılması da farklıdır. Bu kastaki küçük lifler diğer kaslara göre daha yavaş kasılırlar. Kalp kasındaki hücrelerin çekirdek yapıları da farklıdır. Çekirdekleri çizgili kas hücresinin aksine derinde ve tam merkezdedir. Kalp kasının esas farklılığı ise hücrelerindeki, gıdayı enerjiye çeviren küçük makinelerde (mitokondri) yer alır. Bu mitokondriler, hacim olarak kalp kası hücresinin %30 - 35'ini oluşturur. Bu oran diğer iskelet kas hücrelerinde %1 - 2'dir. Bu yüksek oran sayesinde, kalp kasının enerji gereksinimi yorulmadan, düzenli ve yeterli bir şekilde sağlanır. Kalp adalelerinin görevi, kalbin vücuda gereken kanı pompalamasını sağlamaktır. Bu bağlamda kalbin bu görevini yerine getirmesinde kalp kasları önemli bir işlev görür.

Ancak bazı durumlarda kalp kasları bu görevini yerine getiremez ve düzgün çalışmaz. Bu da kalbin vücuda gereken kanı pompalamasında yetersizliklere yol açar. Kalp adalelerinin düzgün çalışmamasında çeşitli sebepler vardır. Kalp damarlarındaki sertlik, yüksek tansiyon, alkol, kullanılan ilaçların etkisi ve çeşitli enfeksiyonlar kalp kaslarına zarar verir ve düzgün çalışmalarını engeller. Bazı durumlarda ise kalp kasları iltihaplanarak miyokard adı verilen duruma neden olur. Bu durumda hastada ateş, göğüs ağrıları, kalp atışlarında düzensizlikler görülür.