Kalp, sürekli durmaksızın çalışan ve vücutta hayati önem taşıyan bir organdır. Kalp atışları, dışarıdan fark edilebilir. Bazı kişilerde zaman zaman, göğüs bölgesinde kalbin düzensiz ya da hızlı attığı fark edilebilir. Düzensiz ve hızlı kalp atışları, kalp çarpıntısı olarak tanımlanır. Halk arasında oldukça yaygın bir şikayettir. Ancak her zaman ciddi bir hastalığın belirtisi değildir. Ne kadar ciddi bir durum olmasa da kalp çarpıntısı kişi de endişeye neden olur. Kişi endişelendikçe kalp çarpıntısı şiddetlenebilir ya da daha uzun sürebilir. Psikolojik etkenler kalp çarpıntısına yol açabilir. Dolayısıyla kişi endişe yaşadıkça çarpıntının süresi uzayabilir.

Kalp çarpıntısı, psikolojik etkenler, beslenme problemleri, kalp ya da farklı bir organ ile ilgili rahatsızlıklar nedeniyle ortaya çıkabilir. Kalp çarpıntısı, genellikle kalp ile ilgili hastalıkların belirtisi olarak yaşanabilir. Bu gibi durumlarda çarpıntıya, nefes zorluğu, halsizlik, göğüs sıkışması, baş dönmesi, göz kararması gibi şikayetler de eşlik edebilir.

Kalp çarpıntısı sinirsel nedenlerden dolayı yaşanıyorsa kişi de fenalık hissi ve nefes zorluğu yaşanabilir. Bu gibi şikayetlere kaygı eşlik eder. Psikolojik nedenli çarpıntılar bazı vakalarda gün boyu sürecek kadar uzun olabilir. Beyin, fiziksel ve psikolojik stresi ayırt edemez ve yaşanan stres kalbi etkiler. Beyinde yaşanan karmaşa kalp atışlarının hızlanmasına neden olur.

Bazen kalp çarpıntısı ritim bozukluğu nedeniyle oluşabilir. Ritim bozukluğu, genellikle kalp hastalıkları, sigara, alkol, stres ve kansızlık gibi nedenlerden dolayı ortaya çıkar.

Tansiyon, grip, astım, şeker ve kalp hastalıkları nedeniyle kullanılan bazı ilaçlar ve yine bazı besin takviyeleri kalp çarpıntısına neden olabilir.

Aşırı güç ve efor sarf ettiren fiziksel aktiviteler sonrasında kalp çarpıntısı yaşamak mümkündür. Daha çok hareketsiz bir yaşam süren kişilerde, yokuş ya da merdiven çıkarken, yürüyüş ya da koşu yaparken kalp çarpıntısı yaşanabilir.

Sigara, çay, kola ve enerji içecekleri kafein içerdiğinden dolayı aşırı tüketildiğinde çarpıntıya yol açabilir.

Kansızlık problemi yaşayan kişilerde, kan hücreleri genellikle sağlıksızdır. Bu nedenle hücre ve dokulara gerekli oksijeni taşımakta güçlük çekerler. Dolayısıyla doku ve hücrelerde oksijen açığı oluşur. Bu durum nedeniyle kalp, doku ve hücrelere daha fazla kan pompalamaya çalışır. Kalp baskı altında kalarak çarpıntı oluşturabilir.

Halk arasında zehirli guatr olarak adlandırılan hastalık, sinir, konsantrasyon bozukluğu, kilo kaybı ve kalp çarpıntısı gibi belirtiler verebilir. Tiroit bezi hormonu, vücutta tüm hücrelerin oksijen ve enerji kullanımlarını kontrol altında tutar. Bu olay metabolizma olarak adlandırılır. Metabolizma sisteminde yaşanan bozukluk, başta kalp çarpıntısı olmak üzere pek çok şikayete neden olabilir.

Gebelik sürecinde kalp çarpıntısı yaşamak normal olarak kabul edilmektedir. Kalp çarpıntısı, doğum eyleminin gerçekleşmesi ile kendiliğinden ortadan kaybolur. Bu durum, gebelik hormonları nedeniyle yaşanır. Ayrıca hormonların etkisi ile menopoz ve adet dönemlerinde de kalp çarpıntısı yaşanabilir.

Obezite, beslenme bozuklukları, stres, sigara kullanımı gibi pek çok etken damar tıkanıklığına yol açabilir. Damar tıkanıklığı ciddi bir rahatsızlıktır ve vücutta birçok bölgeyi olumsuz etkileyebilir. Tıkanıklık yaşanan bölgelere yeteri kadar oksijen ulaşmaz. Damar tıkanıklığı nedeniyle kalp etkilenmişse, kalp çarpıntısı görülebilecek en yaygın şikayetlerden biridir.

Kalp kası hastalıkları, kalp kapağı hastalıkları ya da kalp krizi nedeniyle çarpıntı yaşanabilir. Kalp hastalıkları nedeniyle yaşanan çarpıntıya, göğüs ağrısı, nefes darlığı, baygınlık hissi gibi şikayetler de eşlik edebilir.